Oruç tutarken bu hataları yapmayın!
Ramazan ayının gelmesiyle birlikte, beslenme alışkanlıklarında oluşan değişimler sindirim sisteminde sorunlara neden olabiliyor. Prof. Dr. Züleyha Akkan Çetinkaya, bazı noktalara dikkat ederek şikâyetlerin en aza indirgenebileceğini belirtti.
EN SIK YAPILAN YANLIŞ SAHURU ATLAMAK
En sık yapılan yanlışlardan birinin iftardan sahura kadar bir şeyler yiyip, sahuru atlayarak açlık süresinin uzatılması ve vücudun susuz bırakılması olduğunu söyleyen İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi, Beslenme ve Diyetetik Bölümü’nden Prof. Dr. Züleyha Akkan Çetinkaya, “Sahurda mutlaka uygun şekilde gıda ve sıvı alımına dikkat edilmelidir. Peynir, yumurta, domates, salatalık ve tam buğday ekmeği ile bir kahvaltı yapılabilir. Tam buğdaydan yapılmış makarna veya kuskus, bulgur pilavı, yoğurt, 1 porsiyon mevsime uygun meyve gibi seçeneklerle beslenmek hem günlük enerji ihtiyacını karşılamaya yardım eder hem de lif alımını destekleyerek kabızlıktan korur.” dedi.
Ceviz, badem gibi kuruyemişlerin de tokluk süresini uzattığını ve içerdikleri yağlar nedeniyle sağlığa faydalı olduğunu belirterek, kuruyemiş porsiyon miktarlarının kontrollü tüketilmesi gerektiği konusunda da uyardı.
BEYİN, TOKLUKLUK HİSSİNİ ALGILAMALI
Uzun açlık süresinden sonra yemek hızlı yendiği takdirde şişkinlik ve rahatsızlık hissi yaratabiliyor. Bu tür rahatsızlıkları yaşamamak için iftarı çok yağlı olmayan bir çorba ile açıp, su-ayran-kefir gibi içeceklerle sıvı açığını gidererek, diğer yemeklere yavaşça başlamayı öneren Çetinkaya, “Aradan geçen zamanda beyin, tokluk hissini algılamaya başlayacak ve bu da bizi fazla yemekten korumuş olacaktır.” dedi.
Yağlı, çok karışık, kremalı yemeklerden mümkün olduğunca kaçınmak gerekiyor. İftar sofralarında; ızgara yapılmış, haşlanmış et, tavuk veya balık yemekleri iyi birer seçenek olup, tatlı olarak da şerbetli, ağır tatlılar değil, sütlü veya meyve tatlıları tercih edilmesinin sağlık açısından önemi büyük.
SİNDİRİM AĞIZDA BAŞLAR
Sindirim ağızda başladığı için, tüm yemeklerin iyi çiğnenmesi gerektiğinin unutulmaması gerekiyor. İftardan 1-2 saat sonra yapılan hafif bir yürüyüş de hem sindirime hem de kalp sağlığının korunmasında etkili bir yöntem olarak önemi vurgulanıyor.
SU KAYBINA DİKKAT!
Havaların ısınmasıyla birlikte, açlık süresinin uzunluğuna bağlı olarak çoğu insanda orta derecede su kaybı olabiliyor. Bu da; baş ağrısı, yorgunluk ve konsantrasyon güçlüğü şikâyetlerini beraberinde getiriyor. Bu yüzden, iftar sonrasında sıvıyı bol almanın önemini belirten Prof. Dr. Züleyha Akkan Çetinkaya, asitli ve gazlı içeceklerden ramazan boyunca uzak durarak; su, ayran, kefir, taze sıkılmış meyve suları, az şekerli kompostolar ile sıvı alımının sağlanabileceğini belirtti.
Prof. Dr. Züleyha Akkan Çetinkaya sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Kronik hastalığı olanların oruç tutmadan önce hekimlerine danışması uygundur. Aktif mide ülseri olanlar, ülseratif kolit, crohn gibi bağırsak hastalıkları, karaciğer sirozu veya kanser hastası olanların oruç tutması sakıncalıdır.”